Amitabh Bachchan ve Emraan Hashmi'nin başrollerini paylaştığı gizeml gerilim filmi...

Çeviri: Murat ÇınarBireysel zorluklarının üstesinden gelmeye çalışan 3 kişilik orta sınıf bir ailenin hikayesi.Jamun Prasad, şaşı kızının evliliği için mücadele ederken bu süreçte kendisine Parkinson hastalığı teşhisi konur. Yaşam mücadelesi ve toplumsal sorunlar kıskacında duygusal bir aile hikayesi...

Hikaye, köyünde Aadhaar kartına ilk kaydolan Pharsua adlı bir köylünün etrafında dönüyor.

Henüz 11 yaşında iken yaşlı bir adamla evlendirilince evden kaçan Phoolan, bir soygun çetesine katılır. Hindistan'daki kast sistemi gereği alt kast mensubu olan Phoolan ve çetesi, üst kasta mensup kişilerin mallarını yağmalar ve alt kastta bulunanlara dağıtmaya başlar. Bu yaptıkları, halk tarafından efsane haline gelmesini sağlar. 1981 yılında bir operasyon düzenleyerek üst kasta mensup 22 erkeği öldüren ve ardından polise gidip teslim olan Phoolan, 1994 yılında af ile çıkmış ve 1996 yılında seçimlere girip milletvekili olmuştur.Film genel olarak Phoolan'ın cezaevinde kaldığı süre boyunca gördüğü işkencelere, tecavüzlere ve aşağılanmalara maruz kalışını ele alıyor. Phoolan Devi adlı bir kadının gerçek yaşam öyküsünü konu edinen Bandit Queen, toplam 3 ödül kazandı.

Krişna, ailesi evden attıktan sonra Bombay sokaklarında kendi başına yaşamak zorunda kalan taşralı bir çocuktur. Fahişelerin, muhabbet tellallarının, uyuşturucuların sefil dünyasında hayatta kalmak için gerekli "sokak raconu"nu çabucak öğrenir, ancak bu sarsıcı deneyim onun için son derece ağır bir duygusal darbe olur. Krişna evine dönmek için para biriktirmeye çalışır ama bunun, gerçekleşmesi imkânsız bir çaba olduğu açıktır.1988 yapımı Salaam Bombay! - Selam Bombay, Cannes Film Festivali'nde iki ödül birden kazanmıştı. Filmin toplam 13 ödülü bulunuyor.

Sagir ve dilsiz bir anne babanin kizi olarak dünyaya gelen Annie büyükannesi sayesinde sesleri ve müzigi ögrenir. Piano calmayi ve dans etmeyi de. Ama Kaderin sillesi yüzünden tekrar sessiz bir hayata cekilen Annie(Manisha Koirala) yakinda yakisikli ve romantik bestekar Raj(Salman Khan) ile tanisacaktir...

Genç, güzel ve zeki Maya, Hindistan’ın kırsal kesiminde babasıyla birlikte yaşamaktadır. Babası bir kriz geçirince Maya hemen Dr. Charu Das’ı çağırır. Doktor daha sonra evlerine sık sık gelmeye başlar. Babasını görme bahanesiyle aslında Maya’dan hoşlanmaktadır. Daha sonra Maya ile doktor evlenir. Yıllar geçer ve Charu hastaları tedavi etmekle meşgulken Maya’yı yalnız bırakmaktadır. Bu sırada Maya’nın hayatına Rudra girer ve aralarında bir ilişki başlar. İlişkileri uzun sürmez çünkü Maya’nın hayatına daha genç bir adam girer: Lalit. Ancak Lalit de Maya’ya yetmez. Maya bedensel ihtiyaçlarını karşılamak için hep daha fazlasını ister. Belki de bu arzusu nedeniyle ani bir şekilde ölür. İki detektif de Maya’yı neyin veya kimin öldürdüğünü araştırmaya başlar.

Gönüllü seçim memuru olan Newton, Chhattisgarh eyaletinde bir köydeki sandığa gözlemci olarak atanır. Helikopterle ulaşılan ormanlık köyde seçmenlerden bürokratlara, Maocu teröristlerden güvenlik görevlilerine önüne birçok engel çıkacaktır. Hindistan’da seçimlerin tarafsızlığını ve adaleti korumaya çalışan idealist memurun hikâyesini mizahi bir bakış açısıyla anlatıyor.

Dia yıllar önce bir tiyatroda gösterilere çıkmaktadır. Ama daha sonra bir Amerikalıyla ,Aamerika'ya kaçar. Öğretmeninin ölümü üzerine Dia tekrar Hindistan'a döner ama sevgilisinden ayrılmış ve bir çocukla birlikte. Dia'nın amacı öğretmeninin son isteği olan antik tiyatronun yıkılmasını önlemektir. Bunu başarabilecek midir?

Film, Kral Asoka'nın hayatının destansı hikayesini anlatıyor.Görüntü yönetmeni yönetmen Santosh Sivan, 1999 yılı opi Malli'sini bu etkileyici tarihsel destanla takip ediyor. M.Ö. 274-232 arasındaki Mauryan hanedanının imparatoru Asoka, çağdaş Hindistan'ın çoğunu birleştirmek ve Budizmi belirsizlikten bir dünya dininin saflarına yükseltmek için ünlüdür. Hayatının başlarında, Magadha bölgesinin İmparatoru olarak, komşu Challenge fiefine karşı acımasız bir kampanya başlattı ve toprakları kanlı bir şekilde ve perişan halde bıraktı. Savaş genç kralın parasını ödedi; Yaptığı tam korkuyu fark ettikten sonra, Asoka şiddetten feragat etti ve Budizmin manastır kutsalına döndü. Bu film 2001 Toronto Film Festivali'nde gösterildi.

Amar oldukça başarılı bir radyo sunucusudur. Hazırladığı bir haber için farklı yerlere gitmektedir. Gittiği yerde güzeller güzeli bir kız görür bu kızla tanıştıktan sonra ona karşı aşk duyguları heyecan uyandırmaktadır. Kadınında ona karşı ilgisi olmasına rağmen pek fazla duygularını belli etmemektedir. Amar tekrar o kadını görünce ona karşı duygularını açmaya başlar. Kadın hakkında a fazla bilgi sahibi olamamaktadır.Aşık olduğu ve kendisinden kaçan bu kadına karşı hissettiği saplantılı duygular aynı zamanda kaderine etki edecektir.

ABD'deki küçük bir kasabadan gelecek vaat eden bir yazar. Mumbai'ye kaçar. Değerini kanıtlaması için kendisine 30 gün verir.

1947 yılında henüz Pakistan ve Hindistan iki ayrı devlet olarak bölünmemiştir. Lahore kentinde tüm dinlere mensup kişiler birlikte yaşamaktadır. Çalışan sınıfa ait olan grup da, dinin günlük hayat içerisinde çok önemli yer tuttuğu bu ortamda yaşamını devam ettirmeye çalışmaktadır. Zaman geçtikçe bağımsızlık kazanan Pakistan, Lahore kentini de alır, ve bu çalışan kesimin de kaderi bu duruma göre şekillenir. Sınırlar çizilirken, genç bir kız ise hem bu yaşanan siyasi olaylara, hem de iki erkeğin aşkı arasında kalan bir kadına şahit olmak durumundadır. Politika ve dinin yaşattığı şiddet ise gün geçtikçe daha da artmaktadır.

Ünlü kadın oyuncu Nandita Das’ın ilk yönetmenlik denemesi Firaaq, 2002’de Hindistan’ın Gujarat eyaletinde yaşanan kıyımın bir ay sonrasında, birkaç kişinin yirmi dört saatlik bir zaman dilimi içerisinde yaşadığı duygusal yolculukları eşzamanlı olarak ele alıyor. Ev kadını Arati evine sığınmak için yalvaran Müslüman kadınlara yardım etmediği için suçluluk duyar ve yetim kalan Müslüman bir oğlanı evine alır. Han Sahip, Hindu mahallesinde oturan bir müzisyendir. Ayaklanmalar sırasında Münire’nin evi talan edilmiştir. Karısı Hindu olan Samir ise kaçsa kaçamaz, kalsa kalamaz.

Karan Johar, Dibakar Banerjee, Zoya Akhtar ve Anurag Kashyap'ın yönetmenliğini üstlendiği Ghost Stories, gerilim dolu dört farklı hikayeden oluşuyor. Film, beklenmedik şekilde gelişen olayların yaşandığı korku alemine yolculuğa çıkarıyor

Çeviri: Murat ÇınarInstagram: @hintfilmsitesiŞarkı Çevirileri: madhuri_811940'lı yılların Hindistan'ında bağımsızlık savaşının gölgesinde Hintlilerin İngilizlere karşı büyük bir başkaldırı yapmayı planladıkları zamanda İngiliz askeri bir asilzadenin oğlu Naren ile bir devrimcinin kızı olan Rajjo arasındaki muhteşem aşk hikayesi...

1971 Hindistan-Pakistan Savaşı sırasında, bir Hint banker RAW (araştırma ve analiz Wing) tarafından Pakistan içinde derin gizli bir operasyon için işe alınmıştır.

Banka çalışanları Sanjay ve Karina, tek başlarına ev satın alabilecek kadar kazanmamaktadır. Onlar da bu nedenle, anlaşmalı bir evlilik yapmaya karar verir.

Bollywood’dan çıkmış en pahalı filmlerden biri olan, bu Oscar adayı film, hem Hindistan’da hem de ülkesi dışında büyük bir sinema olayı oldu. 1893’te, İngiliz sömürge yönetimi sırasında, Champaner adındaki küçük tarım köyünde, bütün gözler gökyüzüne çevrilmiştir. Son yağmur mevsimi çok kısa sürmüştür, bu yıl da tek bir damla yağmur bile düşmemiştir. Endişelenen köylüler, tam hasat öşürü “lagaan”dan bağışık tutulmayı talep edecekken, verginin bu yıl iki katına çıkarıldığını öğrenirler. Bhuvan adında genç bir çiftçinin önderliğinde, eyaletin racasını görmeye giderler. Raca onlara bu konuda yetkisi olmadığını, kararın İngilizler tarafından verildiğini söyler. Kaprisli, öfkeli ve kibirli Yüzbaşı Russell, köylülere kendi subaylarından oluşan bir takımla kriket maçı teklif eder, ne var ki köylüler bu oyunu hiç bilmez. Maçı kazanırlarsa, üç yıl boyunca lagaan’dan muaf tutulacaklardır; kaybederlerse, lagaan üç katına çıkacaktır. Acaba Bhuvan, köylüleri ellerinden geleni yapıp şanslarını denemeye ikna edebilecek midir?.

Bir baba-kız ilişkisinin anlatıldığı bu film kalbinizi ısıtacak ve yüzünüzü güldürecek. Film üç karakter – baba, kız ve bir adam – etrafında dönmektedir. Piku, filmdeki Padukone karakterini takma ismidir. Bachchan filmde Piku’nun babasını canlandırıyor. Khan da filmdeki diğer karaktere hayat veriyor, Piku’yu etkilemeye çalışan erkeklerden birisidir. Yönetmen Sircar’ın da dediği gibi bu film bir aşk filmi değildir. İçerisinde dram sahnelerinin de bulunduğu Piku, ağlarken güldüren bir dram filmidir.