Vezir; Orjinal ismi ile Wazir filmi 2016 yılında yayınlanmış Hint filmidir. Hayat öyle gizemli bir şeydir ki bir araya gelmeleri imkansız görünen bir antrenör ve tekerli sandalyede hayatını götürmeye çalışan eski bir sanatçıdır. Bu iki gizemli adam arkadaş olurlar ancak Wazir onları halt etmek ister ve onlarda bu oyun karşılığında oyunu iyi oynamaları gerektiğini bilmektedirler.

Rütbesi alındıktan sonra polis teşkilatına savaş açan bir polisin hikayesine tanık oluyor.Yozlaşmış polis teşkilatındaki polisler tarafından rütbesi sökülen bir polis, bu yozlaşmayı bitirmek ve yeraltı dünyasına karşı intikam almak için beş gözü kara suikastçi yetiştirir.

'Chaukdi Gang' çetesinin hikayesini içeren filmde, muhteşem dörtlü çete polis tarafından yakalanır ve zamanlarını hapiste geçirir.Bununla birlikte, bir zamanlar uyuşturucu kaçakçılığı, silah ticareti ve yağmalama geçmişlerinden kaçmak ve serbest bırakıldıktan sonra yeni bir hayata başlamak için farklı şeylere yönelen ekibin kanlı geçmişi yakasını bırakmaz ve bir çıkış yolu bulmak zorundadırlar.

Film, kurbanın gizli ailesi ve kendi çatışan kalbi tarafından karmaşıklaşan bir politikacının ölümünü araştırmak için çağrılan küçük bir kasaba polisinin hikayesini anlatıyor.

Ruth ismindeki kız babasını unutmayan ve babasını zor bela hatırlama fırsatı bulur. Bu yüzden babasını bulmak için Hindistan’ın Mumbai şehrine gitmektedir. Çalışma izni olmadığı için bir masaj salonuında kaçak olarak çalışmaya başlar. Günün birinde ise uyuşturucu bağımlısı olan gençle arkadaşlık kurması ile birlikte kendini kaptırmıştır. Babasınıda bir yandan unutmaya başlamıştır.

Evli bir çift olan Sushant (Manoj Bajpayee), eşi Aparna (Tabu) ve üç yaşındaki kızları Titli ile iş seyahati için gittiği Mauritius'ta bir otele yerleşirler.Bir süre sonra çocuklarının ortadan kaybolduğunu farkeden çift deliye döner ve onu aramaya koyulur.Ama her şey göründüğü kadar açık değildir.3 yaşında bir bebeğin gizemli bir şekilde ortadan kaybolmasının ardında, hiç kimse tarafından ilk etapta görülmeyen çok sayıda sır vardır...

Mumbai şehrinin cazibesi ve pisliğinin ortasında birbirine bağlı 3 sürükleyici hikaye etrafında dönen bir kara-mizah...Kimi zaman kendi sesinizi bile duymanıza izin vermeyen çok fazla kaos ve gürültünün olduğu bir şehir ve bazen diğer tüm sesleri bastırmak için bu gürültüye ihtiyacınız vardır.

Maketya Gandhi'yi neredeyse öldüren Saket Ram'ın hayatı, 1940'larda Hindistan'ın fırtınalı politik ve sosyal tarihini inceleyen bu filmde dramatize edildi. 1946'da Ram (Kamal Haasan), Hinduların ve Müslümanların bölünmesinin her iki taraf için de yıkıcı olduğuna ve bir Müslüman Amjad'ı (Shah Rukh Khan) en yakın arkadaşlarından biri olarak gördüğüne inanan Hindu inancının bir arkeologuydu. Ancak siyasi kargaşa, her iki erkeğin de işine yaradığı bir kazıcının iptali ile sonuçlandı ve Ram, Kalküta'daki evine döndü. Ardından kentteki Müslümanlar ve Hindular arasında şiddet patlak verdi ve bir grup Muslum aşırılıkçısı Ram'ın evini istila ederek eşi Aparna'ya tecavüz edip öldürdü. Ram, bu olayla travma geçirdi ve yakında radikal bir Hindu grubuna katıldı ve karısının " Hindistan'ın kırsal kesimine ve doğduğu köye geri dönmeden önce kaderini kaybetti. Ram, ailesi tarafından düzenlenen evliliğe razıydı ancak yeni eşi Mythili'yi sevmedi ve kendisini özel bir görev için seçen Hindu radikalleri ile giderek daha fazla zaman harcadı - Gandi'nin öldürülmesi , birleşim çabaları karşı çıkmaya başlamıştı. Renkli ve siyah beyaz diziler içeriyor Hey! Ram, rahatsız edici bir Ram'ın hayat hikayesini ve hatırladığı olayların oynandığı 1940'ları hatırlarken, 1990'ların sonlarına doğru ileri geri hareket ediyor; Ram'ı canlandıran Hintli film yıldızı Kamal Haasan da filmi yazdı ve yönetti.

Günümüz Rajasthan'ında geçen filmde, bir hukuk öğrencisi (Raj Singh Chaudhary), gitiği üniversitenin genel sekreteri olarak seçildikten sonra kendini ayrı bir Rajputana devleti kurmayı amaçlayan kızgın bir siyasi aktivistin (Kay Kay Menon) ayrılıkçı hareketinin içerisinde bulur...

Sıkıcı hayatının gerçeklerinden kaçmak için ölmüş numarası yapmak Brij Mohan'ın işine yaramıştır. Ta ki kendini öldürmekten ömür boyu hapse mahkûm edilene kadar.

Mumbai'li bir vatandaş olan Vijay, bir polis memuru tarafından uyuşturucu kaçakçısı Don’un yerine geçmesi için görevlendirilir.Fakat her şey ters gider ve polis memuru öldürülür.Artık Vijay tek başınadır ve gerçekte Don olmadığını sadece sevdiği kız Roma ve eski bir mahkum kanıtlayabilir.

Asya yeraltı dünyasını ele geçiren Don, gözünü Avrupa'ya dikmiştir. Yolunda ise mevcut yeraltı dünyası patronları ve çeşitli güvenlik kuruluşları vardır.Don planlarını gerçekleştirmek için hem suikaste uğramamak hemde tutuklanmadan kaçmak zorunda.Macera kaldığı yerden devam ediyor ve aksiyon Kuala Lumpur'dan Berlin'e kayıyor.

Gizemli bir keskin nişancı, iş başındayken hiç beklenmedik biri tarafından aranır ve kendini bir çıkmazın içinde bulur...

5 erkek kendilerini bir fabrikanın içerisinde bulur gözlerini orada açarlar, işin garibi oraya nasıl geldiklerini hatırlamamakta ve geçici hafıza kaybı yaşamaktadırlar. Bunların içi kaçırılmış, ikisi ise rehin alınmıştır. Kendilerini bunu yapanı kimse hatırlamaz. Herkes kendi paçasını kurtarmak ve kimin nasıl bir insan olduğunu anlamak için bütün hünerlerini ve zekalarını kullanmaya başlar. Acid factory Türkçeye çevrilmiş hali ile “asit fabrikası” demektir.